Komşular – Bertuğ Kodamanoğlu – 3.

11. Yerli Bilimkurgu Yükseliyor Kısa Öykü Yarışması Üçüncüsü

Frekans çözücü, birinci vardiyada yaşayan Zyrtslilerin o saatte gelen çağrılar için ifade ettiği gibi acı acı çaldığında yorgun bir günü ardında bırakan Profesör Syffss uykusunun henüz hafif aşamasındaydı. Homurdanarak kalkıp frekans çözücüye cevap verdi.

“Bu saatte?”

“Profesör kusuruma bakmayın. Acil bir durum olmasa sizi uyandırmazdım. Ben Fspys.”

Fsyps, profesörün araştırma laboratuvarındaki yardımcısıydı. Genç, zeki ve çok hırslı bir asistandı. Bütün gün birlikte son yapılan parçacık testinin sonuçları üzerinde çalışmışlar, en sonunda kendisi pes ederken Fsyps çalışmaya devam etmek istediğini söylemişti. Güvenmediği biri olsa test sonuçlarının incelemesinde hata yapılmasını göze alamayıp buna izin vermezdi ama Fsyps bu güveni çoktan hak etmişti.

“Ne oldu Fsyps, test sonuçlarında bir sorun mu var? Yoksa… Yoksa… Buldun mu?”

“Hayır, profesör, üzgünüm. Test ile alakalı bir sorun yüzünden aramadım. Buraya gelmenizi gerektiren acil bir durum ortaya çıktı. Yüzey araştırma ekibinin şefi yanımda ve… Buraya gelin lütfen profesör.”

Tüm ısrarına rağmen ses çözücüde ağzından laf almayı başaramadı Syffs. Ama Fsyps’in sesi çok heyecanlı ve biraz da korkuyor gibi çıkmıştı. İşin içinde yüzey araştırma ekibinin olması, olayı daha da merak edilecek hale getiriyordu. Profesör hızlıca hazırlanıp, evinden çıkarak en yakın köpük istasyonuna yüzdü.

Gelen köpüğün navigasyon sistemine araştırma laboratuvarına gideceğini söyledi. Köpük düşük bir ivme ile hızlanarak yola çıktı. Zyrts’in en büyük kenti Frysm dağ şehirlerindendi. Derin vadiler, geniş ve dar sayısız mağaraları ile 1.5 milyon Zyrtsliye ev sahipliği yapıyordu. Zyrtslilerin birçoğunun kutsal olarak gördüğü bacalarda bu bölgede bulunuyordu, bu da her yıl önemli sayıda hacının Frysm’e gelmesi demekti.

Profesörün köpüğü şehrin ana vadisinden geçerken etraftaki canlılığa baktı. İkinci ve üçüncü vardiyalar, kendi vardiyasını aratmayacak kadar hareketliydi. Bacaların kutsallığına inanmasa da bu canlılığı seviyordu.  Meydanda bazıları yorulup bir köşede dinlenen, bazıları hala canlı, dans etmekte olan gençler, bebeklerini gezdiren anne-babalar, yemek yiyen turist kafileleri, öğrenciler,  temizlik, güvenlik, rehber ve her türlü meslekten sayısız Zyrtsli vardı. 

Köpük, meydanı geride bırakıp eğitim vadisine doğru döndü. Sıra sıra geniş birimlerin dizili olduğu, gezegenin en büyük eğitim alanıydı bölge. Profesör Syffss’in araştırma laboratuvarının da içinde olduğu nanoteknolojiler birimi vadinin orta bölümünde sağ tarafta yer alan koridorlardan birinin içinde yer alıyordu. Profesör en yakın istasyonda inerek, hızlı bir şekilde birime doğru yüzdü ve doğruca laboratuvarına gitti.

Fsyps ile rozetinden yüzey araştırma ekibinin şefi olduğu belli olan bir kişi

laboratuvarın girişinde tedirgin bir şekilde bekliyorlardı. Profesör kısa bir açıklama yapmalarını beklerken kısa ve nezaketten yoksun bir selamlaşmanın ardından doğrudan içeri süzüldüler. Profesör de heyecanlarına katılarak peşlerinden gitti. Sıra sıra odaları peşi sıra geçtikten sonra kuantum araştırmalarının yapıldığı büyük laboratuvara girdiler. Odanın ortasında yaklaşık yetişkin bir Zyrtisli boyutunda ucu koni şeklinde metal bir silindir duruyordu. Bu pekâlâ Zyrtis’in herhangi bir yerinde yapılabilecek bir silindirdi. Profesör hayal kırıklığı ile silindiri incelerken bir bütünmüşçesine silindire gömülü araçları fark etti. Bir matkap mıydı bu ucunda yer alan, ya şu minik yuvarlaklar aydınlatma gereci miydi? Yüzeyine dokunması ile elini çekmesi bir oldu. “Bu metal, her neyse buradan değil” dedi şaşkınlıkla asistanı ve yüzey araştırma ekibinin şefine dönerek.

“Bu yüzden sizi aramak zorunda kaldım profesör” dedi Fsyps ve devam etti.

“Kusura bakmayın, tanıştırmayı unuttum. Şef Aeesai, yüzey araştırma ekibinden. Bugün sensörler büyük duvarda bir sızıntı algılamış. Olası tehlikeli durumlara karşı önlem almak için hemen bölgeye gitmişler.”

Aeesai bu noktada Fsyps’in sözünü keserek konuşmaya başladı.

“Yoldayken sızıntının kesildiği verisini aldık ama yine de bakmak istedik. Ulaştığımızda bu silindirin sizin de tahmin ettiğiniz gibi matkaba benzeyen ucu boşlukta dönüp duruyor, gövdesi ise duvara sıkışmıştı. Bir süre sonra matkap kısmı da sanki son nefesini vermiş gibi durdu. Ne yapacağımızı epeyce düşündükten sonra silindiri duvardan çıkararak buraya getirdik.”

Şef konuşurken profesör silindirin sivri olmayan ucundaki şekilleri inceliyordu.

“Bunlar bir çeşit yazı galiba” dedi. Tuhaf şekilleri laboratuvardaki tahtalardan birine özenle çizdi: SU ALTI KÂŞİFİ II

Bu sırada Zyrtis’in 700 milyon kilometre uzağında bir su gezegeninin en büyük kıtasında yer alan uzay üssünde bilim insanları ekranların önünde 38 dakika gecikmeli gelen görüntüleri şaşkınlık ve hayranlık içinde izliyorlardı. Kâşif araç sistemin gaz devi Arkenia’nın uydusu Ulosanın buzunu geçmeyi biraz yardım alarak da olsa geçmeyi başarmış ve sistemde kendileri dışında akıllı bir canlı türünün olduğunu bulmuştu.

Bu büyük keşfi canlı izleyen milyarlarca Kares sakinine keşif takımı lideri Madea seslenmek için yayına çıktı.

“Değerli Kares sakinleri. Bu önemli günü birlikte yaşadığımız için nasıl mutlu olduğumu kelimelerle anlatamam. Uzun yolculuğunun sonunda Kâşif hedefine varıp, umut ettiğimiz sonuçları elde etti. Hepiniz gibi ben de sistemimizin üçüncü gezegeni, bizim gibi bir su gezegeni olan, Kares’e ikizi gibi benzeyen Terre’nin akıllı yaşam barındırdığını umsam da gönderdiğimiz kâşiflerde ilkel ökaryot canlılardan daha zeki bir yaşam formunu bulamamıştık. Bilim insanlarımızın isabetli tahminleri, sistemimizin gaz devinin buz ile kaplı uydusunda akıllı yaşamı keşfetmemizi sağladı. Ulosa bilim insanları ile en kısa sürede iletişim kurmanın bir yolunu bulacağımıza inanıyorum. Burada en hayalperest düşlerimden birini sizinle paylaşmak istiyorum. Belki bir gün Kares ve Ulosa sakinleri Terre’de ortak bir yaşam oluşturacak ve bilgilerimizi, teknolojilerimizi galaksiye açılmak için birleştireceğiz.”

Ekrana Ulosa’lı şefin görüntüsü yansıdı, ağzından tuhaf kabarcıklar çıkıyordu belli belirsiz.

Yedi yüz milyon kilometre ötede, Zyrtis’de şef Aeesai, Profesör Syffss ve Fsyps’yi dehşete düşürecek sözler mırıldandı;

“Bu tehdidin kaynağını bulup, onlar bizi yok etmeden, biz onları yok etmeliyiz.”

Bunlar da ilginizi çekebilir...

Üzgünüz - Yoruma Kapalı

"Once upon a time in the future: 2121" (Aka: Bir Zamanlar Gelecek: 2121)

Sıcak Kafa / Afşin Kum

HİLE – Bölüm – 1

KUTU – Bölüm – 1

Voidrunner

Kategoriler

Ziyaretçiler

Bugün: 913
Bu hafta: 2649
Toplam: 346023