“İki farklı dünya. Birisi kül tepelerinin ardında, susuz, denizsiz, şiirsiz, aşksız, insansız Beta. Diğeri yemyeşil, gecesiz, kışsız, şiirli, şarkılı, düşlü, renkli Alfa. İki dünyayı buluşturansa gittikçe sönen Güneş.

Beta’yı küle çeviren Elitler nükleer felaketin yaklaÅŸtığını anlayınca Alfa gezegenine göç ederek, sayıca kendilerinden çok olan Çirkinleri, Beta’da kaderlerine terk ederler. Yüzyıllar sonra GüneÅŸ’in sönmeye yüz tutması iki halkı yeniden buluÅŸturur. Çirkinler Kusursuzlara, Elitler Mutlara dönüşmüştür. Kusursuzlar yapay zekâlarla yaÅŸarken, Mutlar doÄŸayla buluÅŸur ve ilkel komünal yaÅŸama geçer. Evrenin geleceÄŸi iki dünyanın sil baÅŸtan yazacağı hikâyeye baÄŸlıdır.

Çok Çağı, aÅŸkı yeniden icat etmek için yollara düşen Tamur’un ve atalarının geride bıraktığı çaresizlikle yüzyıllar sonra yüzleÅŸen Mutların hikayesi.

Çok Çağı, içinde Gılgamış’ı, Nuh Tufanı’nı ve pek çok mitolojik öyküyü saklayan; dünü, bugünü, geleceÄŸi saran bir dram. Hem ütopya, hem de distopya. DoÄŸayı, aÅŸkı, ÅŸiiri teknolojiye kurban eden insanlığa dair bir bilimkurgu.

Aslında Çok Çağı, Tamur’un evrene sığmayan kocaman yüreÄŸini anlatan tanıdık bir aÅŸk romanı.

Basım Yılı: 2018