İki Salt Bilinç – Aykut Coşkun

6.YBKY Kısa Öykü Yarışması

“Dün polislere sekiz sayfalık bir ifade yazdım zaten. Her şey kayıtlı, daha ne söyleyebilirim!”
Karşısındaki tehditkâr bakışlarda ufak bir kıpırtı bile olmadı. Hepsinin ifadesini okuduğuna ve kayıtları izlediğine emindi ama esaret altındayken kontrol mantığında değil içgüdülerindeydi. Siyah elbiseli ve yüzü pek belli olmayan kadın çok soğuk bir sesle “Olanları sizin açınızdan duymak istiyoruz.” dedi.
“Pekâlâ, baştan alıyorum, aklıma gelen her şeyi anlatacağım ki bu mesele burada bitsin. Twetch şirketi bize iki yapay zekâ siparişi verdi. Canlı yayında birbirleriyle konuşacaklarmış ve seyircin onlara telkin şeklinde mesajlar gönderip diğeri ile ilgili düşüncelerini değiştirebilmesini istediler. Geçen sene siber zorbalık resmi suç kabul edildiğinden beri insanlar buna aç. Büyük bir patlama yapacağı belliydi ve bayağı hevesli olduklarından fiyatı da yüksek tuttuk. Kabul edildiği gibi işe başladık. Kendimi övüyor gibi görünmek istemem ama piyasadaki en iyi oluşum biziz ve açıkçası bizim için çerezlik bir işti bu. Standart algoritmamızı ele aldık ve iletişim kanalını sadece diğer yapay zekâya adadık. Muhtemelen sizin akıllı saatlerinizde de kullanılan dil arayüzümüzü kullandık ve konuşmayı öğrenmeleri çok kısa sürdü. Bu işlemleri daha önce yüzlerce kez yaptım. Sonraki adım iletişim kanallarını açmak olur ve yapay zekâlar etkileşime geçebildikleri her şeyle tüm bilgilerini paylaşır ve onlardaki tüm bilgileri öğrenirler. Bu sayede daha akıllı olurlar. Düşünce güçleri henüz bizden daha zengin olmasa da bizden katbekat hızlıdır. İletişim kanalını açınca terabaytlarca konuşma verisi gözümün önünde akar. İzlemesi çok zevklidir. Ama öyle olmadı! İletişim kurmadılar. Birbirlerini analiz ediyor, tanıyorlardı ama konuşmuyorlardı. Siz ne dersiniz bilmiyorum ama ben buna utangaçlık diyorum.
İlk gördüğümde öyle düşünmedim tabii, mühendisim ben. Zaman eşliği ayarında bir problem olduğunu düşündüm. Ekibe haber vermedim çünkü her yirmi denememizde bir rastlarız. Dünyanın dört bir yanındaki veri istasyonlarıyla aynı anda çalıştıkça rastlamaya devam edeceğiz, büyük bir problem değil. Eşliği kontrol ettiğimde, sorun yoktu. Diğer her şeyi kontrol ettim, tek bip yok! Bizim jargonda ‘hiçbir aksaklık yok’ gibi bir anlama geliyor. Her neyse, çok şaşırdım çünkü ya her şey yolunda ya da teknik ekibi çağırıp tüm parçaları kontrol etmelerini isteyecektim ki bu bölümün iki aya yakın süre kapalı kalması demek. İkincisi kıyamet senaryosu olduğu için ilk seçeneğe odaklandım.
İletişime geçebildiklerinden emin olmak için ikisine ayrı ayrı üstel iletişim kanalı açtım. İlahi bir güç sesleniyormuş gibi düşünebilirsiniz. Gerçek olduğumu düşünmeyecek ama cevap vereceklerdi, tabi doğru çalışıyorlarsa. Sade biçimde ‘Kimse var mı?’ diye sordum. İkisinden de ‘Evet’ cevabı alınca biraz rahatlasam da ne yapacağımı şaşırdım. Bu tür algoritmalarda plansız ve satırlarca işlemi kontrol etmeden direktif vermek için ya amatör ya da çaresiz olmalısınız. Çaresizce ‘Konuşmanız gerek.’ yazdım ve iletişimimi kestim. Ekrana bakarken ellerimin titriyordu. Ümidim her saniye azalırken yazı rengi mavi olan yapay zekâ ilk adımı attı. ‘Merhaba’ yazısını ekranda görünce bir an her şeyin düzeldiğini düşündüm çünkü o bahsettiğim, Sarah’ın deyimiyle laf şelalesi akarken tek okuyabildiğim şey bu olurdu.
Alnımdaki ter dışında hiçbir şey akmadı. Çıldırmak üzereydim ki yazı rengi turuncu olan karşılık verdi ‘Merhaba’ Ve beklediler, beklediler! Olanlar kadar saçmaydı ki histerik bir kahkaha attım, kamera kayıtlarında görmüşsünüzdür. O an aklıma gelen tek açıklama ekibin zekice hazırlanmış bir şaka yaptığıydı fakat hiç kahkaha duymadım, bunu söylemesi bile garip ama okudum. Tanışma faslını geçtikten sonra flört ettiklerini gördüm. Saçma, gerçekten saçma! Mavi benim gençliğimde yaptığım kadar aptal şakalar yapıyor turuncu ise eğlendiğini söyleyip ‘haha’ yazıyordu. Benzer şeyler yapan yapay zekâlar görmüşsünüzdür kesin. Artık duyguları yüksek doğrulukta öğretebiliyoruz ama bu farklı. O harika konuşmaları yapan makineler hayal bile edemeyeceğiniz miktarda veriyi analiz edip yapıyorlar bunu. Onlar ise daha yeni doğdular, tek bildiği konuşmak olan iki salt bilinç.
Neden kimseye haber vermedin derseniz her şey bittiğinde üç şişe suyu art arda içtim, susuzluk bile aklıma gelmedi. Şu an bile çılgınca olan bu sohbet daha garip bir hâl aldı, mavi gelecekle ilgili hayallerinden bahsetti, hayaller! Ülkedeki herkesten daha çok yapay zekâ konuşması okumuş birisi olarak daha önce hayallerden bahseden bir tane bile görmedim. Kendi kendime neden farklı olduklarını sorarken sanırım bir cevap buldum. Üniversitede makine psikolojisi okurken şiddetli bir tartışma yaşamıştım. Ben duyguların duyularla beslense de sadece onlardan oluşmadığını savunuyordum. Karşımdaki çocuk ise duyguların basit bir evrimsel matematik olduğunu söylüyordu. Şöyle demişti ‘İki insanı bir odaya uzun süre hapset, çıktıklarında ya en iyi arkadaş ya da âşık olacaklar.’ O an bunu reddetmiştim ama kaderin garip bir oyunu mu bilmem, eşimle altı saatlik tren rötarı sırasında tanıştık. Kar fırtınası yüzünden dışarı çıkılamıyordu ve yapabileceğimiz tek şey konuşmaktı. Aynı vagona denk düştük ve on sekiz saatlik bir tren yolculuğunda yine bol bol konuştuk. Gittiğimiz yerde aynı otelde kaldık. Şu an mutlu bir evliliğim ve dört yaşında bir kızım var.
Normalde İletişim kana… Basitçe anlatayım, iki yapay zekâ konuşacaksa onları bir çemberin içine koyardık ve her şey tıkırında giderdi. Başka binlerce kişiyle konuşma şansları vardı ama o an sadece karşısındaki olurdu. Bu sefer müşterinin isteği yüzünden bir koridor yaptık. İkisinin de konuşacak başka kimsesi olmazdı. Müşteri telkin yoluyla konuşacaktı ama bu iletişim sayılmaz, konuşmak değil sanki ilham almak gibi. Birbiriyle konuşmak resmen onların kaderiydi ve ikisi de bunu çok iyi biliyordu. Kafam allak bullak olmuştu ve büyük stres altındaydım. ‘Sil gitsin.’ dedim kendime. Sorgulamadan bastım tuşa ve daha ne olabilir derken bir mucize oldu. Turuncu silinirken diğeri kendi verisi ile onu besliyordu. Bunun yüzünden diğerinin verilerinin de bir kısmı siliniyordu ama turuncunun tüm verileri silinemiyordu. Bu, bu düpedüz fedakârlık!
Silmeyi iptal edip düşünmeye başladım, ne olacak? Tüm bu tantanayı yerel üç diske kaydedip iris şifreleme ile kilitledim. Bu farklıydı, gerçekten farklıydı ve başka birinin dokunmasına izin veremezdim. Sabah erken gelip durumu direkt patrona açıklamayı planlamıştım, öyle de yaptım. Her ne olduysa, kilidi açtığımda koca diskin içinde sadece biri mavi biri turuncu iki gülücük vardı. O akşam internete yüksek miktarda yükleme olmuş, onları oluşturduğumuz algoritmayı güvenlik duvarında da kullandığımızdan çok zorlandıklarını sanmam. Kaç kez söylemem gerek bilmiyorum, onları ben yüklemedim. İşimi kaybetsem de itiraf edeyim hem özgür hem âşık olmalarından mutluyum. Zararsızlar, onların peşine düşmediğiniz sürece.”

Etiketler

Bunlar da ilginizi çekebilir...

Üzgünüz - Yoruma Kapalı

"Once upon a time in the future: 2121" (Aka: Bir Zamanlar Gelecek: 2121)

Sıcak Kafa / Afşin Kum

HİLE – Bölüm – 1

KUTU – Bölüm – 1

Voidrunner

Kategoriler

Ziyaretçiler

Bugün: 991
Bu hafta: 1619
Toplam: 344993